28 Aralık 2011 Çarşamba

Tekrar

Şu hayatta insanoğlunun en nefret ettiği şey birşeyleri tekrar etmek.
Bunun modern adı "monoton hayat" galiba.
Ve sen hayatıma girdin gireli herşey monoton.
Ne yana dönsem senin özetin..
Tekrarlanmayı bekleyen ufacık dipnotlarla dolu caddeler.
Halbuki seni ezbere bilmişken her adımda seni hatırlamakta neyin nesi?
Tarih tekerrürden ibaret ise , tüm caddeler maziyi mi anlatıyor yoksa ben mi yanılıyorum?
Herkes yeterince acı çekiyor. Tek sıkıntı acı ile özlemi karıştırmak.
Her türlü senin hayatından gidebilirim. Elbet sende gidebilirsin hatta gittinde..
Ama özleyeceğine söz ver.
Yolda yürürken kokumu hissetmişçesine içerleyeceğine , beni gördüğünde gözlerinin dolacağına söz verirsen 
giderim bende.
Zaten bi ilişkideki en iyi yapılan fiil gitmekti. Bunu bana sen öğrettin.
Senden vazgeçtim , eğer gerçekten vazgeçmeseydim devamlı seni anlatır , adeta seni bağırırdım.
Beni acımasız buluyor olabilirsin, ama unutma ki bütün acıları üstlenen benim.
Bazen insanlar konuşmadan anlaşır ya , hatta "telepati" denir buna , o son öpüşün "gidiyorum " öpüşüydü , anlamalıydım.
Aslında farketmeliydik, biten biz değil "mutluluk"tu. Çünkü sende bilirsin ki mutluluklar uzun sürmez.
Ben seninle sonradan tanıştım , çünkü bazı insanlarla yollarımız ayrıldıktan sonra tanışırsın.
Bi tek yokluğunla tanışmadım ben. Karşılaşmak bile istemiyorum , söyle civarlarıma uğramasın.
Elini çabuk tut seni unutuyorum diyemeyeceğim , ama Elimi çabuk tut senden gidemeyeceğim diyebilirim.
Bugün çok şey düşündüm , sende olmayan beni ve bendeki seni,
Anladım ki ,
Seni seviyorum diyebilir miyim bilmiyorum ama tek bildiğim seni sevmeyi sevmediğim.
Ve burdan yola çıkarak diyebilirim ki,
Bugün seni tekrar sevmeyi denedim. Sonra fark ettim ki, bazı şeylerin; tekrarı yok.



1 yorum:

  1. tekrarı da yok, telafisi de yok. acıtarak geçen zamandan başka elimizde kalan hiçbir şey yok.

    YanıtlaSil